Doğal Bahçemiz

Bağbadem adı üstünde en çok badem ağaçlarına ve bağlara ev sahipliği yapıyor. Buraya ilk yerleştiğimizden beri durum böyle. Nisanda çağlalar eylülde taze bademlere dönüşerek kalplerimizi fethediyor. Bağların büyük bölümü geleneksel ada üzümleri olan cavuş, kuntra (karasakız) ve karalahnadan oluşuyor. Son 10 yılda yanlarına cabernet sauvignon ve merlot gibi yeni çeşitler de eklendi. Bağ bozumu malum en çok merak edilen konu ve aslında sanılanın aksine üzüm çeşidine bağlı olarak epey uzun sürüyor. Bizim bağda çavuşlar ağustos ayı boyunca toplanıp soframızı şenlendiriyor, diğer türler ise eylülün ilk haftalarına sirke, pekmez vs. olarak değerlendiriliyor. Bu dönemde bağ bozumuna katılmak isteyen konuklarımıza da her daim kapımız açık; ancak kulağa çok romantik gelse de doğruyu söylemek gerekirse bağ bozumu oldukça yorucu ve zahmetli bir süreç. Çoğunluk ilk birkaç saatin sonunda pes etse de emek yoğun işin tadı bir başka tabi.

Bağ ve bademler dışında bahçede; ki söylemeyi unuttuk bahçe 14 dönüme yakın; dut, incir, nektarin, elma vb. türlü meyve ağaçları ve büyükçe bir sebze bölümü var. Burada yaz-kış ihtiyacımız olan tüm sebzeleri yetiştiriyoruz. Tabi bu durumda domates, biber ve salatalık kahvaltımızın baçtacı oluyor. Bahçede doğaya zararlı hiçbir kimyasal ilaç ya da gübre kullanmıyor, su sarfiyatına da oldukça özen gösteriyoruz.

Damağımızın yanında bir de gözümüz ve gönlümüz için diktiklerimiz var tabi. Selviler, çamlar, mazılar, mineler, acem boruları, sardunyalar ve en çok da baş döndüren lavantalar… Tüm bunların tadını çıkarmak için bir ahşap kerevet de var. Üzerindeki minderler gün boyu miskinleşmek ve kitap okumak için ideal. Çocuklar için de bir ağaç ev, kum havuzu, salıncak ve en önemlisi çocuklara bayılan bir ev sahibesi var. Ayrıca bahçe o kadar büyük ki çocuk sesleri kimseyi de rahatsız etmez; zaten enerjileri tavan yaptığında topluca monopol, uno falan da oynayabilirler.

Az kalsın unutuyorduk; bahçe deyince bir kümes de var tabi. Tavuklar, hindiler, bıldırcınlar, bahar ayında da muhteşem yavrular. Bir de iki kırlangıcımız var. Her mayısta tam da kapımızın üzerine yaptıkları yuvaya gelen ve her yıl minik mucizelerini uçuran...